(VİYANA) HJ –Der Standard gazetesine konuk yazar olarak değerlendirmelerde bulunan eski Avusturyalı üst düzey AB temsilcisi Wolfgang Petritsch, ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze için açıkladığı 20 maddelik planın eksikliklerine dikkat çekti. Petritsch, planın uygulanabilir olmaktan uzak olduğunu belirterek, “Bu girişimin başarılı olması için Bosna ve Afganistan’dan ders çıkarılmalı” dedi.
ABD planının yalnızca Hamas’ı hedef almasının “asimetrik güç dengesini” göz ardı ettiğini belirten Petritsch, “Hamas’ın silahsızlandırılması ve sürgün seçeneği gerçekçi değil” değerlendirmesinde bulundu.
İsrail’in kısmi çekilmesinin hemen ardından Hamas’ın boşalan bölgelere yerleştiğini öne süren Petritsch, bunun planın öngörülebilir bir zaafı olduğunu söyledi.
“Bosna ve Afganistan örneği uyarıcı olmalı”
Bosna’daki Dayton Anlaşması’nın diplomatik başarı olarak anılsa da 30 yıl sonra hâlâ işlevsel bir devlet yapısı oluşturamadığını belirten Petritsch, Trump döneminde imzalanan Doha Anlaşması’nın ise Taliban’ı yeniden iktidara taşıdığını hatırlattı. Bu iki örneğin, Trump’ın Gazze planı için ciddi uyarılar barındırdığını vurguladı.
Planda öngörülen uluslararası barış gücünün nasıl ve ne zaman devreye gireceğine dair bir detay bulunmamasını da eleştiren Petritsch, Bosna ve Kosova’da bu tür eksikliklerin sivil güvenliği büyük ölçüde zedelediğini ifade etti.
“Gerçek bir çözüm için Filistin devleti tanınmalı”
Trump planında yalnızca Gazze’ye odaklanıldığını, Batı Şeria ve Doğu Kudüs’ün dışarda bırakıldığını vurgulayan Petritsch, bunun Oslo Anlaşması ve BM kararlarıyla çeliştiğini savundu.
Filistin devletinin sadece Gazze’den ibaret olamayacağını belirten Petritsch, “Devlet olmanın ön koşulu uluslararası tanınmadır” dedi.
Filistin’i tanımanın Hamas’ı değil, bölgedeki ılımlı aktörleri güçlendireceğini savunan Petritsch, “Bir devleti tanımak, onun fiili yöneticilerini tanımak anlamına gelmez” ifadesini kullandı. Afganistan örneğini hatırlatan Petritsch, Taliban yönetiminin diplomatik olarak izole edildiğini ancak devlet olarak tanınmaya devam ettiğini belirtti.
“Avusturya artık adım atmalı”
Bugüne dek 193 BM üyesinden 80’den fazlasının 1967 sınırlarıyla Filistin’i tanıdığını hatırlatan Petritsch, “Bu adımdan kaçınan ülkeler arasında yer alan Avusturya’nın, Orta Doğu’da köklü diplomatik geçmişine uygun şekilde hareket etmesi gerekiyor” dedi.
Avusturya’nın eski Yugoslavya’nın tanınmasında öncü rol oynadığını da hatırlatan Petritsch, bu geleneğin Filistin meselesinde de sürdürülmesi çağrısı yaptı.
“Avusturya, 158. ülke olarak Filistin’i tanımalı” diyen Petritsch, bunun hem bölgesel istikrara katkı sağlayacağını hem de “ılımlı güçlerin tarihi uzlaşma çabasını destekleyeceğini” ifade etti.
Kreisky döneminde Filistin Kurtuluş Örgütü’nün tanınmasının Oslo sürecine katkı sağladığını belirten Petritsch, “7 Ekim 2023’ten sonra dünya değişti, Avusturya da bu değişime ayak uydurmalı” şeklinde görüş bildirdi.
Petritsch, sözlerini Hannah Arendt’in şu sözüyle tamamladı: “Güvenlik ancak iki taraflı mümkündür.”

