VİYANA (HJ) – 2020 yılında Anayasa Mahkemesi (VfGH) tarafından iptal edilen önceki yasa göz önüne alınarak, bu kez anayasal engellerin aşılması hedefleniyor. Ancak hem adalet bakanlığından hem de sivil toplumdan gelen eleştiriler, mevcut tasarının da benzer sorunlarla karşı karşıya olduğuna işaret ediyor.
Hukuki ve Anayasal Endişeler
Adalet Bakanlığı, yasa tasarısının gerekçelerinde ve metninde net tanımlamalar bulunmadığını belirtirken, Österreichischer Rechtsanwaltskammertag (Avusturya Barolar Birliği) tasarıyı “temelsiz” ve “hukuki açıdan sorunlu” olarak tanımladı. Baro, yasanın anayasanın eşitlik ilkesiyle çeliştiğini, uygulamada belirsizlikler taşıdığını ve yasağın sadece İslam dinini hedef aldığı gerekçesiyle ayrımcılığa yol açabileceğine dikkat çekti.
Özellikle “erkek onuru merkezli davranış normlarının bir göstergesi olarak başörtüsü” ifadesinin kullanılmasını eleştiren uzmanlar, bu tanımın hukuki olarak muğlak olduğunu ve keyfi uygulamalara kapı aralayacağını belirtiyor. Yasa tasarısında yasağın okul binasıyla mı sınırlı olduğu, okul yolunu da kapsayıp kapsamadığı gibi hayati ayrıntılar ise açık bir şekilde belirtilmemiş durumda.
Yaş Sınırı ve Din Özgürlüğü Tartışması
Tasarı, yasağı sekizinci sınıfa kadar olan kız öğrenciler için öngörüyor. Bu da, 14 yaşını aşması muhtemel 15-17 yaş grubundaki gençlerin de kapsama girmesine neden oluyor. Avusturya yasalarına göre 14 yaş dini reşitlik yaşı olarak kabul ediliyor. Bu durum, yasağın dini özgürlüğe aykırılık taşıdığı yönünde eleştirilere neden oluyor.
STK ve Dinİ Kurumlardan Yoğun Tepki
Avusturya İslam Cemaati, (Islamische Glaubensgemeinschaft in Österreich – IGGÖ), yasanın dini özgürlüğe, eşitliğe ve ebeveynlerin dini eğitim hakkına aykırı olduğunu belirtti. IGGÖ, bu yasa ile başörtülü kız öğrencilerin fiilen derslerden dışlanabileceğini ya da dini kimlikleriyle çelişki yaşayacaklarını ifade etti.
Öte yandan Katolik Kilisesi, okulda başörtüsü zorunluluğuna karşı olduklarını belirtirken, yasaklamanın aşırı ve ters etki yaratabilecek bir adım olduğunu savundu. Protestan Kilisesi ve Bağımsız Kiliseler Meclisi de tasarıyı “tek taraflı ayrımcılık” olarak değerlendirdi.
“STK’lar: “Yasak, Amaçla Çelişiyor“
Tasarının “kız çocuklarının özgürleşmesini, eşitliğini ve toplumsal görünürlüğünü” destekleme hedefi, STK’lar tarafından olumlu karşılanmakla birlikte, seçilen yöntem sert biçimde eleştiriliyor. Amnesty International ve Bundesjugendvertretung gibi kurumlar, başörtüsü yasağının kızların daha fazla damgalanmasına, bazı ailelerce okula gönderilmemelerine ve kamu hayatından dışlanmalarına yol açabileceğini belirtti.
Katolik Kadınlar Hareketi ise tasarının “kadın bedenine dair karar verme hakkını engellediğini” ve bu nedenle tam aksine, kendi belirttiği hedefe zarar verdiğini ifade etti.
Hükümet Cephesi: Anayasa Değişikliği Gündemde
ÖVP ve Burgenland SPÖ, yasanın anayasal dayanak kazanması için iki üçte birlik meclis desteğiyle anayasa değişikliği yapılmasını gündeme getirdi. ÖVP’li entegrasyon sözcüsü Ernst Gödl, “özgürlüğe dair bu temel ilke, parti siyasetinin önüne geçmelidir” çıkışında bulundu.
Destekleyenler de Var
Avusturya Psikologlar Birliği (BÖP), yasağı, çocukların “bağımsız bireyler olarak gelişimlerine katkı” olarak gördü. ÖVP’ye yakın Christlicher Gewerkschafter grubu da yasa tasarısını desteklerken, okul yönetimlerine ek yük getirilmemesi uyarısında bulundu.
Buna karşın SPÖ’ye bağlı eğitim sendikası ise “asıl eğitim sorunlarını görmezden gelen bir saptırma” olarak nitelendirdi.
Bakan Plakolm’a, Amnesty’den Anında Tepki
Yasa tasarısının öncü isimlerinden olan ÖVP’li Entegrasyon Bakanı Claudia Plakolm, Instagram hesabından yaptığı bir paylaşımda, başörtüsü yasağını “kız çocuklarının özgür, görünür ve kendi kararlarını verebilen bireyler olarak yetişmesini sağlamak” amacıyla hazırlanan kapsamlı bir önlem paketi içinde değerlendirdiğini açıkladı.
Plakolm paylaşımında, “Ailevi baskıları aşmak ve kız çocuklarının kendi kimliklerini belirlemelerine destek olmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Ancak Bakan’ın bu paylaşımına, yasa tasarısına sert eleştiriler yönelten kurumlar arasında yer alan Amnesty International Avusturya, doğrudan yanıt verdi.
Dernek yorumunda, “Her kız çocuğu özgürce yaşayabilmeli, düşünmeli ve gülebilmeli, ancak bu hedef ayrımcı yasalarla değil, özgürlükçü yaklaşımlarla mümkün olabilir” açıklaması yapıldı.
Örgüt, tasarının kız çocuklarına yönelik tek yönlü bir kimlik dayatması içerdiğini ve başörtüsünün farklı anlamları olabileceğinin göz ardı edildiğini belirtti.
Toplumda Ayrışıma Yol Açtı
Yasa tasarısı kamuoyunda derin fikir ayrılıkları yaratmış durumda. Toplumsal cinsiyet eşitliği, din özgürlüğü ve anayasal hukuk ilkeleri arasında denge kurmak, siyasi partiler ve karar alıcılar için zorlu bir süreçi beraberinde getiriyor. Tasarının meclisten nasıl çıkacağı ve anayasa mahkemesinden geçip geçmeyeceği ise önümüzdeki dönemde netleşecek.

