(VİYANA) HJ – Viyana Eyalet Mahkemesi’nde görülen davada, 22 yaşındaki bir kadın doğurduğu yenidoğan bebeğini boğarak öldürdüğü gerekçesiyle hakim karşısına çıktı.
Olayın “doğum sırasında çocuğu öldürme” suçu kapsamında değerlendirilmesi nedeniyle kadın hakkında cinayet suçlaması yöneltilmedi. Mahkeme, sanığın ruhsal ve fiziksel olarak istisnai bir durumda olduğunu kabul ederek, 16 ay ertelenmiş hapis cezası verdi. Karar henüz kesinleşmedi.
Olay, 9 Aralık 2023’te Viyana-Simmering’deki bir otelde yaşandı. Tatil amacıyla Viyana’ya gelen genç kadın, doğum sancılarının başladığı sırada otel odasının tuvaletinde bir erkek bebek dünyaya getirdi. Duruşmada ifadesine başvurulan sanık, o anı şu sözlerle anlattı: “Her yer kan içindeydi ve karşımda bir bebek vardı. Ne yapacağımı bilmiyordum. Tam anlamıyla çaresizdim.”
“Hamile olduğumu bilmiyordum”
Sanık, hamile olduğunu fark etmediğini ileri sürdü. O hafta sonu erkek arkadaşıyla birlikte Viyana’daki Noel pazarlarını gezdiğini, bir gün öncesinden itibaren kasık ağrısı çekmeye başladığını anlattı. “Adet göreceğimi sandım, hiç hamile olduğumu düşünmedim” diyen kadın, karnının büyümediğini, sadece kilo aldığını fark ettiğini belirtti.
Doğumdan sonra bebeği havlulara, çöp poşetlerine ve bir kazağa sardığını ifade eden genç kadın, otel görevlisine bu paketin kirli havlular olduğunu söyledi. Görevli, içeriğinden habersiz bir şekilde paketi çöpe attı. Genç kadının doğum yaptığı, hastaneye kaldırıldıktan sonra doktorların tespitiyle ortaya çıktı. Ancak kadın ilk başta doğum yaptığını inkar etmişti.
“Doğum sırasında çocuk öldürme” suçu işlendi
Savcılık, olayın tipik bir “doğum sırasında çocuk öldürme” vakası olduğunu belirtti. Sanık hakkında cinayet suçlaması yöneltilmedi. Mahkemeye sunulan uzman raporunda, genç kadının ruhsal durumunun olağan dışı olduğu, kişilik özelliklerinin “olgunlaşmamış, saf, çocukça ve korkulu” olduğu vurgulandı.
Gerçekleştirilen psikiyatrik değerlendirmeyi aktaran uzman Dr. Sigrun Roßmanith, bu tür vakalarda faillerin çoğunlukla genç, sabıkasız ve hamileliğini inkar eden kadınlar olduğunu belirtti. Roßmanith’e göre bu kişiler, aniden gelişen bir doğumla baş başa kaldıklarında kendilerini bir “çıkışsızlık hissi” içinde buluyor ve tek düşündüğü, bu durumu nasıl ortadan kaldırırım oluyor.
Ancak uzman, sanığın gelecekte bir çocuğa zarar verme riskinin bulunmadığını da vurguladı.
“Yaşam boyu taşınacak bir yük”
Mahkeme Başkanı Christina Salzborn, cezanın gerekçesini açıklarken, sanığın zaten büyük bir kayıp yaşadığını ve olağan dışı koşullar altında hareket ettiğini belirterek, “Ölen onun kendi çocuğu. Ancak bu, hukuk açısından mutlak bir istisna durumudur.” değerlendirmesinde bulundu.
Sanığın hüküm giymesiyle birlikte hakkında 16 ay ertelenmiş hapis cezası verildi. Kararın kesinleşmediği belirtildi. Hakime Salzborn, sanığa hitaben şunları söyledi:
“Bu sırt çantanızda ömür boyu taşıyacağınız bir yük. Onunla yüzleşmek ve işlemek önemli olacaktır.”