(VİYANA) HJ – Eski Avusturya Başbakanı ve ÖVP Genel Başkanı Sebastian Kurz, “İbiza Komisyonu” olarak bilinen 2020 tarihli Meclis Araştırma Komisyonu’nda yalan ifade verdiği gerekçesiyle aldığı sekiz ay ertelenmiş hapis cezasından temyizde aklandı. Ancak eski kabine şefi Bernhard Bonelli hakkında verilen altı aylık ertelenmiş hapis cezası Viyana Yüksek Mahkemesi tarafından onandı. Kararlar kesinlik kazandı.
Sabah saat dokuzda Viyana Adalet Sarayı’nda başlayan duruşma, yoğun medya ilgisi altında gerçekleşti. Dava, ÖBAG (Avusturya devlet varlık fonu) denetim kurulu atamalarında Kurz’un rolüne ilişkin ifadelerin doğruluğunu tartışıyordu. İlk derece mahkemesi, Kurz’un rolünü küçümsediği kanaatiyle mahkumiyet kararı vermişti. Ancak temyiz mahkemesi, bu değerlendirmeyi geçersiz saydı.
“Yanlış ifade için gerekli unsurlar oluşmadı”
Üç yargıçtan oluşan temyiz heyeti, Kurz’un komisyon oturumunda yöneltilen “Siz atama sürecine dahil miydiniz?” sorusuna “evet” yanıtı verdiğini ve bunun gerçek dışı sayılamayacağını belirtti. Baş yargıca göre, bir kişinin yalan beyanda bulunmuş sayılması için, kasıtlı olarak gerçek dışı beyan vermesi gerekiyor. Bu şartların Kurz açısından oluşmadığı ifade edildi.
Yargıç ayrıca, NEOS milletvekili Stephanie Krisper’in yönelttiği soruya verilen yanıtın tatmin edici bulunmamasının, ifadenin eksik veya yanlış sayılması için yeterli olmadığını belirtti. Komisyon oturumunun video kayıtlarına atıf yaparak, Kurz’un ifadesini tamamlamasına izin verilmediği vurgulandı.
Bonelli için aynı durum geçerli değil
Ancak Bonelli için durum farklı değerlendirildi. Mahkeme, Bonelli’nin komisyon oturumunda ifadesini detaylandırma fırsatına sahip olduğunu ve ifade özgürlüğünde herhangi bir sınırlama yaşanmadığını kaydetti. Heyet başkanı, Bonelli’nin yanlış beyanda bulunduğunun kesinleştiğini ancak bunu kasıtlı yapıp yapmadığının belirlenemediğini söyledi. Buna rağmen ilk derece kararı geçerli sayıldı.
Bonelli’nin savunmasında, kendini baskı altında hissettiği yönündeki ifadeleri de inandırıcı bulunmadı.
“Beraat ettim ama Bonelli için üzgünüm”
Duruşma sonunda gazetecilerin karşısına çıkan Sebastian Kurz, “Yıllardır devam eden suçlamalar bugün çöktü” dedi. Her zaman doğruyu söylediğini savunan Kurz, ailesiyle vakit geçirmek istediğini ve ilerleyen günlerde daha kapsamlı açıklama yapacağını belirtti. Bonelli hakkında verilen karara ilişkin ise “Kararı derin üzüntüyle karşılıyorum. O son derece dürüst bir kişidir” açıklamasını yaptı.
Bonelli ise duruşmanın ardından basına herhangi bir açıklama yapmadan salondan ayrıldı. Duruşmada, Aziz Augustinus’tan yaptığı alıntılarla savunma yapmıştı: “Nerede gerçeği bulduysam, orada Tanrı’yı buldum. Çünkü O, hakikatin ta kendisidir.”
Hakim Radasztics hakkında öne sürülen taraflılık iddiası geçerli sayılmadı
Kurz’un avukatı Otto Dietrich, ilk derece mahkemesinde yargıçlık yapan Michael Radasztics’in tarafsız olmadığını savunmuş, Radasztics’in siyasi rakip Peter Pilz’e bilgi sızdırdığı için disiplin cezası aldığını belirtmişti. Ancak temyiz heyeti bu iddiayı reddetti. Mahkemeye göre, Pilz ile Radasztics arasında son dört yıldır hiçbir kişisel ilişki bulunmadı. Mahkemeye sadece mesleki temaslar söz konusuydu ve bu durum yargıcın tarafsızlığına gölge düşürmedi.
“Daha iyi hazırlanmalıydım”
Kurz, duruşma sırasında yaptığı savunmada, komisyona daha hazırlıklı gitmesi gerektiğini belirterek, “Bu konuda hata yaptım” dedi. Dört saatlik oturumda birçok konu ve soruyla karşı karşıya kaldığını ifade eden Kurz, “Elimden gelenin en doğrusunu yapmaya çalıştım. Kesinlikle yalan söylemedim” şeklinde konuştu.
Sözlerinin kesilmesinin ifadesinin eksik kalmasına neden olduğunu öne süren Kurz, “Sadece herkes gibi eşit muamele görmek istiyorum” dedi.
İbiza skandalının devam eden etkileri
Mahkemeden çıkan karar, 2019 yılında patlak veren “İbiza videosu” skandalının yargısal uzantılarından biri. Söz konusu video, dönemin FPÖ Genel Başkanı Heinz-Christian Strache’nin kamu ihalelerinin dağıtımı ve medya satın alma planlarına dair açıklamalarını içeriyordu. Video sonrası çok sayıda soruşturma başlatılmış, dijital veriler ve telefonlara el konulmuştu.
Bu süreçte, ÖVP’li Maliye Bakanlığı’nın eski genel sekreteri Thomas Schmid’in dijital verileri soruşturmalarda belirleyici olmuştu. Günler süren ifadelerinde yalnızca kendisini değil, Kurz’u da suçlayan Schmid, sonrasında tanık koruma statüsü almıştı.
Beinschab-Tool davası yolda
Sebastian Kurz hakkında yürütülen diğer davalardan biri de kamu kaynaklarıyla finanse edilen anketlerin medyada yayımlanmasıyla ilgili. “Beinschab-Tool” olarak bilinen bu dosyada, ÖVP’li bakanlıkların kamuoyu araştırmalarını finanse ettiği ve sonuçların belirli medya organlarında yayımlanarak kamuoyu yönlendirmesi yapıldığı iddia ediliyor. Bu fikrin Kurz’un dışişleri bakanlığı dönemine uzandığı ileri sürülüyor.
Soruşturmalarda iş birliği yapan ve suçunu kabul eden anketçi Sabine Beinschab da tanık koruma programına alınmış durumda.
Kurz, bu davadaki suçlamaları da reddediyor. Masumiyet karinesi geçerliliğini koruyor.