(VİYANA) HJ – Viyana’da Sosyal Demokrat Parti (SPÖ) ile liberal NEOS arasında kurulan ikinci dönem koalisyon, kamuoyuna “Aufschwungskoalition” (Atılım Koalisyonu) adıyla tanıtıldı. Belediye Başkanı Michael Ludwig (SPÖ) ile yeni Yardımcısı Bettina Emmerling (NEOS), seçimden 37 gün sonra Viyana Belediye Sarayı’ndaki Wappensaal salonunda koalisyon programının temel başlıklarını açıkladı.
Beş yıl önce “İlerleme Koalisyonu” ismiyle duyurulan ortaklık bu kez sembolik jestlerden uzak gerçekleşti. 2020’de Ludwig, NEOS’tan dönemin Başkan Yardımcısı Christoph Wiederkehr’e dev bir Punschkrapfen pastası hediye etmiş, Wiederkehr de ona pembe-kırmızı pantolon askısıyla karşılık vermişti.
Senato büyüyor, görev dağılımı netleşiyor
Programın kamuoyuna sunulduğu toplantıda yeni şehir hükümetinin isimleri açıklanmadı. Ancak Belediye Başkanı Ludwig, senatonun mevcut on iki üyeden on üçe çıkarılacağını duyurdu. Bu düzenlemeyle, seçimde oy kaybına uğrayan SPÖ’nün koltuk kaybetmesinin önüne geçilecek. Yeni yapıda SPÖ altı, NEOS ise iki yürütme görevini üstlenecek.
NEOS, Bettina Emmerling’in mevcut görevini sürdüreceğini daha önce açıklamıştı. Ancak bu atama, partinin cumartesi günü yapacağı üye kongresinde onaylanacak. SPÖ’nün şehir yönetimindeki isimleri ise çarşamba günü parti içi kurullarda netleştikten sonra kamuoyuna açıklanacak. Belediye Meclisi’nin yeni dönemdeki ilk oturumu on Haziran’da yapılacak.
“Viyana yaşanabilir, erişilebilir ve iklim dostu kalmalı”
Belediye Başkanı Ludwig, yaz tatili öncesinde siyasi istikrar sağlanmasından duyduğu memnuniyeti dile getirerek, temel hedeflerinin Viyana’yı “yaşanabilir, erişilebilir ve iklim dostu” bir şehir olarak korumak olduğunu söyledi. Programda ön plana çıkan başlıklar arasında ekonomi ve istihdam yer aldı.
Sosyal yardımda “Viyana modeli” sinyali
Zorunlu asgari geçim yardımı (Mindestsicherung) konusunda konuşan Ludwig, uzun vadeli hedefin ülke genelinde tek tip bir sistem oluşturmak olduğunu belirtti. Emmerling ile birlikte, bu alanda Viyana’nın kendi “vurgu ve adımlarını” atacağını da ifade etti. Ancak hangi önlemlerin alınacağı konusunda ayrıntı verilmedi. Ludwig, çocuk yardımlarında bazı eyaletlerde olduğu gibi kademeli sisteme geçilip geçilmeyeceği sorusuna, NEOS ile görüşmelerin sürdüğünü belirterek “müzakereye açığız” yanıtını verdi.
Tasarruf planı belirsizliğini koruyor
Kentin mali durumu nedeniyle gündeme gelen tasarruf önlemleri konusunda da henüz net bir plan ortaya konmadı. Emmerling ve Ludwig, konunun önümüzdeki bütçe görüşmelerinde ele alınacağını kaydetti. Ludwig, “yakın gelecekte bir paket oluşturulacağını” söyledi.
Vaatler çok, yöntem belirsiz
İkinci dönem kırmızı-pembe koalisyonun programı birçok alanda belirsizlik taşıyor. Programda, kamu desteklerinin gözden geçirileceği ve yapısal reformların hayata geçirileceği belirtiliyor. Ancak bu hedeflerin nasıl gerçekleştirileceğine dair ayrıntılı bir yol haritası paylaşılmadı.
Programın öne çıkan kısımları:
Maliye: Viyana tasarrufa gidecek ama nasıl yapacağı belirsiz
Avusturya İstatistik Kurumu’nun verilerine göre, Viyana’nın 2023 yılı bütçe açığı yaklaşık bir milyar altı yüz milyon avro olarak kaydedildi. Diğer eyalet ve belediyeler gibi Viyana da önümüzdeki yıllarda harcamalarını kısmak zorunda kalacak. Bu kapsamda, federal ve yerel yönetimler arasında yeni bir “istikrar paketi” müzakere ediliyor. Söz konusu paketle, eyaletlerin ve belediyelerin ne kadar borçlanabileceği yasal sınırlarla belirlenecek.
Şehir yönetimi, koalisyon anlaşmasında bütçe disiplinine bağlı kalacağını beyan ediyor. Ancak bu taahhüt genel ifadelerle sınırlı kalıyor; SPÖ ve NEOS somut bir önlem paketi açıklamış değil. Öncelikle, hazırlanmakta olan istikrar planının içeriği bekleniyor. Konsolidasyon süreci iki bin otuz bire kadar yedi yıla yayılacak şekilde planlanıyor; bu da sürecin aceleye getirilmediğini gösteriyor. Mevcut desteklerin etkinliği değerlendirilecek. Harcamaların azaltılması, konsolidasyonun “büyük ölçüde” bu yolla sağlanacağı anlamına geliyor. Parkmetre ücretinin “esnekleştirilmesi” gibi ifadeler, bazı belediye tarifelerinde artış beklentisini doğuruyor.
Altyapı yatırımları sürecek
Kent yönetimi, toplu taşımanın modernizasyonu başta olmak üzere çeşitli altyapı alanlarında yatırım yapmayı sürdüreceğini belirtiyor. Ayrıca göçmenlerin, gençlerin ve yaşlıların iş gücü piyasasına entegrasyonunu destekleyen programlara da kaynak ayrılması planlanıyor. Ancak yeni harcamalar yalnızca bütçede karşılığı bulunduğu sürece yapılabilecek.
Belediye başkanının olağanüstü yetkisi korunuyor
Koalisyon programında dikkat çeken unsurlardan biri de Belediye Başkanı’na tanınan “olağanüstü yetki”nin (Notkompetenz) korunması oldu. Michael Ludwig, iki bin yirmi iki yılında bu yetkiyi kullanarak Viyana Enerji’ye tek başına bir milyar dört yüz milyon avroluk acil kredi sağlamıştı. Yasaya göre, bu gibi durumlarda belediye başkanının meclis ya da kamuoyunu önceden bilgilendirmesi gerekmiyor. Tüm risklerine rağmen, bu yetkinin yürürlükte kalacağı belirtiliyor.
İnşaat ve Konut: Yeni sosyal konut projeleri gündemde
Programın 3.5 ve 3.6 numaralı bölümlerinde, daha önce hayata geçirilen uygulamalara geniş yer veriliyor. Bunlar arasında, “sübvansiyonlu konut” başlığı altında bilinen imar kategorisinin uygulanmasına devam edileceği belirtiliyor. Ayrıca, yeni yapı alanlarının kullanıma açılması için çeşitli modellerin inceleneceği ifade ediliyor. Yakın zamanda onaylanan “Wien-Plan” (Step 2035) çerçevesinde, 1950–1990 yılları arasında inşa edilmiş yerleşim alanlarının daha yoğun ve uygun fiyatlı konutlarla yeniden değerlendirilmesi de programda yer alıyor.
Sanayi ve ticaret alanlarının uzun vadede korunması hedefleniyor. Bu bağlamda, Aspern’deki eski Opel fabrikasının “canlı, kentsel bir sanayi ve inovasyon bölgesine” dönüştürülmesi planlanıyor. NEOS, seçim kampanyasında burayı “Silicon Seestadt” olarak tanımlamıştı.
Programda, Viyana’nın UNESCO Dünya Kültür Mirası statüsüne açık destek de ifade ediliyor. Öte yandan, yasa dışı kısa süreli konut kiralamalarıyla mücadele sözü verilirken, bu alanda herhangi bir yeni önlem açıklanmıyor.
Yeni projeler kapsamında 1500 adet yeni belediye konutu planlanıyor. Mevcut verilere göre şimdiye kadar 1599 konut tamamlandı; 4108 konut ise yapım ya da planlama aşamasında. Yeni hedef, yaklaşık 7200 birim konuta ulaşmak; bu hedefin zaman çerçevesi ise 2033 ve sonrası olarak belirtiliyor.
22 bin yeni sübvansiyonlu konut
Mevcut sübvansiyonlu konut hamlesi de programın konut başlığında yer alıyor. Brigittenau, Donaustadt, Liesing ve Simmering bölgelerinde yer alan sekiz alanda toplamda 22 binden fazla sübvansiyonlu konut inşa edilmesi planlanıyor. Ancak bu projeler yeni değil; Nordwestbahnhof, Seestadt, Schrödingerplatz ve Eibengasse gibi bölgeler daha önce kamuoyuna açıklanmıştı.
Kısa süre önce yeniden düzenlenen konut tahsis sistemi, 2026 itibarıyla “hayat evresine uygun konut” ilkesine göre geliştirilecek. Yaşlı bireylerin barınma koşullarına özel önem verileceği belirtiliyor. Ayrıca yeni bir imar yasası değişikliği gündemde. Bu değişiklik öncesinde kapsamlı bir uzman çalıştayı düzenleneceği ifade ediliyor. Ancak bu kez muhalefetin sürece ne ölçüde dahil edileceği belirsizliğini koruyor.
Sosyal Politikalar: Hedef daha adil ve etkili bir sistem
Programın sosyal politika bölümünde, tartışmalı konuların başında gelen zorunlu geçim yardımı (Mindestsicherung) yeniden gündeme geliyor. Bu başlık sadece kamuoyunda yarattığı yankı nedeniyle değil, aynı zamanda NEOS’un özellikle Viyana’daki sistem eleştirileri nedeniyle programda yer buluyor. NEOS, örnek olarak on bir çocuklu Suriyeli bir ailenin sosyal yardımlar sayesinde ayda altı bin avroya ulaşan gelir elde etmesini, bu rakamın çalışma hayatında mümkün olmamasını gerekçe göstererek adaletsizlik eleştirisinde bulunmuştu.
Koalisyon programı, çocuk ek ödemeleri gibi eleştirilere konu olan kalemlerde kısmi bir geri adım sinyali veriyor. Bu ifade doğrudan yer almasa da, Viyana’nın federal hükümetin planladığı “ülke çapında standartlaştırılmış reform sürecini” destekleyeceğini açıklaması, bu yönde bir uyum mesajı olarak yorumlanıyor. Ulusal düzeyde uzlaşının orta noktada buluşmayı gerektireceği öngörülüyor.
Hedef: Daha çok istihdam, daha az bağımlılık
Sosyal yardımların ikinci temel hedefi, yardımdan yararlanan kişileri – ki Viyana’da bunların yarısını mülteciler oluşturuyor – mümkün olan en kısa sürede ve kalıcı biçimde iş gücü piyasasına kazandırmak. Dil kursları ve mesleki eğitimlere erişimin hızlandırılması kadar, yükümlülüklerini yerine getirmeyen kişilere yönelik yaptırımların daha etkili uygulanması da amaçlanıyor.
Bu doğrultuda, sosyal yardım ofisi (MA 40), İş Bulma Kurumu (AMS) ve Entegrasyon Fonu (ÖIF) arasında “günlük ve çift yönlü veri paylaşımına dayalı” sıkı bir işbirliği kurulması hedefleniyor. Yardımların daha “hedefe yönelik” verilmesi, sistemin dijitalleştirilmesi ve özellikle genç annelere yönelik “Woman Empowerment” gibi programların geliştirilmesi de planlar arasında.
Yaşlı bakımından dijital erişime kadar geniş bir yelpaze
Sosyal hizmetler alanında mevcut programların güçlendirilmesi, değerlendirilmesi ve yaygınlaştırılması da öne çıkan başlıklar arasında. Bu kapsamda, hem yaşlı bakım hizmetlerinin çeşitlendirilmesi hem de kalifiye personel temininde kapasitenin artırılması öngörülüyor. Ayrıca, engelli bireyler için kentin her alanda erişilebilir hale getirilmesi hedefleniyor. Sosyal konularda danışmanlık ve başvuru süreçlerinin dijital ortama taşınacağı, bu yolla vatandaşla iletişimin hızlandırılacağı belirtiliyor.
İklim Politikası: Daha fazla yeşil alan
Viyana, ilk kırmızı-pembe koalisyon döneminde 2040 yılına kadar iklim nötr bir şehir olma hedefini açıklayan ilk eyalet olmuştu. İkinci dönem koalisyonda da bu hedef korunuyor; şehir yönetimi, bu alandaki öncülüğünü vurgulamaya devam ediyor. Programda iklim başlığı diğer bölümlere kıyasla daha geniş yer kaplarken, iklim kriziyle mücadeleye dair önlemler diğer temalarda da karşımıza çıkıyor. Ana hedef, kenti “yaşanabilir bir iklim örnek şehrine” dönüştürmek. Daha önce onaylanan Viyana İklim Yasası ve İklim Yol Haritası bu dönüşümün yönünü belirliyor. Ancak programda büyük çaplı vitrin projelere yer verilmiyor; bunun yerine mevcut uygulamaların güçlendirilmesi hedefleniyor.
Vatandaş katılımına dayalı “Viyana İklim Takımı” uygulaması sürdürülecek. Bu programla mahalle sakinlerinin yaşadıkları bölgeyi iklim dostu hale getirmesi teşvik ediliyor. Ayrıca Viyana Sıcaklık Eylem Planı ile Yeşil Alan Girişimi genişletilecek. Bu adımlar, özellikle yaz aylarında artan kent sıcaklıklarına karşı halkı korumayı amaçlıyor. “Asfalttan çık” (Raus aus dem Asphalt) programı kapsamında yüzeylerin geçirgen hale getirilmesi devam edecek. Bu doğrultuda yeni bir uygulama olan “Viyana Bahçe Sokakları” geliştirilecek; bu sokaklar asfalt yüzeylerin yeşil dinlenme alanlarına dönüştürülmesini öngörüyor. Toplam 40 hektarlık yeni park ve yeşil alan oluşturulması, en az 20 bin yeni ağacın dikilmesi planlanıyor.
Enerji geçişi hâlâ en büyük zorluk
Şehir politikalarında en karmaşık başlıklardan biri olmaya devam eden enerji alanında, kırmızı-pembe yönetim fosil enerji kaynaklarının tamamen sona erdirilmesi yönündeki hedefini sürdürüyor. Yenilenebilir enerjiye geçiş kapsamında güneş enerjisi sistemleri yaygınlaştırılacak, ayrıca yeni rüzgar türbinlerinin kurulması da değerlendirilecek.
Ancak en büyük zorluk 500 bin civarındaki gazlı ısıtma sistemlerinde yaşanıyor. Viyana, jeotermal, bölgesel ısıtma ve kojenerasyon tesisleri gibi çeşitli alternatiflere sahip olsa da, bu dönüşümün başarılı olabilmesi için federal yasal düzenlemelere ihtiyaç duyuluyor. Bu nedenle şehir yönetimi, bu yasal değişikliklerin hızla hayata geçirilmesi için merkezi hükümete baskı yapmayı planlıyor. Geçiş sürecinde, işletmeler, okullar ve kamu binalarında uygulanacak 100 örnek “gaza veda” pilot projesiyle dönüşüm desteklenecek.
Ulaşım: Sade uygulamalarla daha fazla bisiklet yolu
Kırmızı-Pembe ikinci döneminin en büyük bisiklet projelerinden biri, Ring çevresindeki yaya ve bisiklet yollarının birbirinden ayrılması (entflechtung) olacak. Bu hedef, özellikle tali yolların ve resmi binalar önündeki araç yoğunluklu alanların yeniden düzenlenmesiyle gerçekleştirilecek. Üç yeni bisiklet otoyolu planlanıyor: Ring–Meidling–Liesing, Ring–Hernals ve Hütteldorf’tan Meidling’e uzanan Verbindungsbahn hattı boyunca. Ana ve ilçe düzeyindeki bisiklet altyapısı genişletilecek. Önceki dönemde yıllık 20 milyon avro bütçe açıklanmışken, bu kez somut yatırım rakamı belirtilmiyor. Ancak sürecin daha hızlı ve basit işlemesi hedefleniyor; örneğin bisiklet yolları ile motorlu taşıt trafiğini ayırmak için, Neubaugürtel’deki yeni bisiklet yolunda olduğu gibi, yönlendirici paneller kullanılacak.
İç bölgelerde trafik yoğunluğunun azaltılması hedefi sürüyor. Özellikle birinci bölgede trafiğin “nihayet” sakinleştirilmesi planlanıyor. Bu çerçevede şehir içi otobüs ağı da uyarlanacak. Yerleşim alanlarında “düşük trafikli mahalleler” (Low-Traffic-Grätzel) oluşturularak araç trafiği sınırlanacak. Otopark konusu ise programda ayrı bir alt başlık olarak ele alınıyor. Park ücretleri ve sürelerinin “Viyanalıların gerçekliğine uygun” hale getirilmesi ve esnetilmesi öngörülüyor. Yeni dijital bir sistemle açık sokak alanları ve müsait otopark yerlerinin gösterilmesi planlanıyor.
Ayrıca, kent içinden geçen transit trafiğin azaltılması hedefi açık şekilde programda yer alıyor. Bu kapsamda, Donaustadt’ta yer alan Stadtstraße ile Raasdorf kavşağını birbirine bağlayacak S1-Spange yol projesi gündemde.
Otonom sürüş testleri ve metro hatlarında genişleme
Mevcut U2 uzatma çalışmaları ve yeni U5 hattının inşası sürerken, bir sonraki metro genişletme adımı olarak U1 hattının Rothneusiedl yönünde uzatılması planlanıyor. Bu proje için federal hükümetle ortak finansman sağlanması hedefleniyor. Ayrıca toplu taşımada otonom sürüş test güzergahları oluşturulacak. Uzun vadede, düşük yoğunluklu bölgelerde otonom küçük otobüs ve servislerin kullanılması planlanıyor.
NEOS’un 2020’den bu yana gündeme getirdiği kent içi teleferik projelerinden ise tamamen vazgeçilmiş değil. Her ne kadar Kahlenberg hattı güncel programda açıkça dışlansa da, teleferik sistemlerine “gelecek odaklı ulaşımın bir parçası” olarak olumlu bakılmaya devam ediliyor.
Eğitim: Anaokulundan itibaren Almanca dil desteği
Kırmızı-Pembe koalisyonu, programın ikinci bölümünün başlığında iddialı bir taahhütte bulunuyor: “En iyi gelecek için en iyi eğitim.” Programın önsözünde, tüm çocuk ve gençlerin kökeni, ailenin maddi durumu, eğitim düzeyi ya da ana dili fark etmeksizin başarılı bir yaşam için tüm olanaklara erişebilmesi gerektiği vurgulanıyor. Bu hedefin başlangıç noktası ise anaokulu olarak belirlenmiş.
Erken çocukluk eğitiminde bakım oranlarının nasıl iyileştirileceği netleştirilecek. Ayrıca, farklı meslek gruplarından anaokullarına geçiş yapan kişilere (Quereinsteiger) kapı açılarak personel ihtiyacının karşılanması hedefleniyor. Yardımcı personel saatlerinin artırılması da planlar arasında.
Zorunlu anaokulu eğitiminin son yılında dil desteği daha fazla ön planda olacak. Almanca dil desteğine ihtiyaç duyan çocukların bu yıl boyunca anaokuluna devam zorunluluğu, haftalık 20 saatten 30 saate çıkarılacak. Her yıl düzenlenen “Bir şehir – bir kitap” kampanyası, çocuk kitaplarını da kapsayacak şekilde genişletilecek. Ayrıca, okullar için uygulanan “fırsat endeksi” modeline benzer biçimde, okul öncesi kurumlar için de “adil ve şeffaf” bir destekleme sistemi geliştirilecek; bu kapsamda “Viyana Eğitim Fırsatları” uygulaması anaokullarına da yaygınlaştırılacak.
Ortak okul modeli için pilot bölge hazırlığı
İlk ve ortaöğretim alanında, koalisyon programı ortak okul (Gemeinsame Schule) modelinin yaygınlaştırılmasına destek veriyor. Viyana, altı ila on dört yaş grubundaki çocuklara yönelik bu modelin pilot uygulamaları konusunda federal hükümetin planlarına “aktif ortak” olmayı hedefliyor. Kent, altı yıllık ilkokul modelinin de dahil olduğu bu sistem için gerekli hazırlıkları yapacağını belirtiyor.
Tam gün eğitim veren okulların sayısı artırılacak. Okullarda sosyal hizmet kadroları güçlendirilecek, çok disiplinli ekipler ile okul hemşireleri yaygınlaştırılacak. Öğrenci uzaklaştırmalarında, sosyal hizmet uzmanlarının ya da okul işbirliği ekiplerinin doğrudan müdahalesi ön plana çıkarılacak. Ayrıca okulların polis ve diğer dış kurumlarla koordinasyonu artırılacak. “Time-out” (zorlayıcı durumlar için geçici okul dışı destek modelleri) uygulamaları ile gerektiğinde ailelerin zorunlu katılımı da genişletilecek.
Entegrasyon: Kod, vizyon belgesi ve dil desteği
Program, Viyana’nın “fırsatlar şehri” olduğunu ve bu durumun kökeni ya da toplumsal konumu ne olursa olsun tüm insanlar için geçerli olması gerektiğini vurguluyor. Entegrasyon alanındaki temel ilke ise “talep etmek ve desteklemek” (fordern und fördern) olarak tanımlanıyor. Bu yaklaşım kısa fakat net biçimde açıklanıyor: Başarılı bir entegrasyonun temel anahtarı ortak dil olan Almanca. Bu nedenle destek, anaokulu düzeyinden başlayarak yetişkinlere yönelik ihtiyaç odaklı programlarla sürdürülecek.
Viyana ayrıca, toplumsal yaşamın temel ilkelerini tanımlayan bir “Viyana Entegrasyon Kodu” hazırlamayı hedefliyor. Bu belgeye dayanarak, entegrasyon politikalarının hedeflerini somutlaştıracak ve uygulanacak adımları içerecek bir “Viyana Entegrasyon Vizyon Belgesi” oluşturulacak. Bu vizyon belgesi, aynı zamanda kentin bu alandaki destekleme önceliklerini de belirleyecek. Mevcut tüm destek mekanizmaları ve entegrasyon programları gözden geçirilecek ve güncellenecek.
Federal hükümete talepler
Koalisyon programında yalnızca yerel adımlar değil, federal düzeye yönelik beklentiler de yer alıyor. SPÖ ve NEOS’un federal düzeyde koalisyon ortağı olduğu ÖVP’den şu talepler sıralanıyor:
Viyana, son dönemde söz konusu sosyal destek sisteminde kendi kotasının üzerinde yük üstlenen tek eyalet olmuştu.
Göç dairesinde reform hedefi
Kent yönetimi, doğrudan kendi yetkisinde olan alanlarda ise Göç Dairesi (MA 35) için kapsamlı bir reform planlıyor. Bu kapsamda, randevu sisteminin dijitalleştirilmesi, başvuruların şeffaf şekilde izlenebilmesi ve işlem süreçlerinin hızlandırılması hedefleniyor. Ayrıca kurum içindeki fiziksel koşulların iyileştirilmesi için mekân ve ekipman yatırımları yapılacak; böylece uzun bekleme sürelerinin önüne geçilmesi planlanıyor.
Suçla Mücadele: Genç suçlular için kapalı eğitim kurumu gündemde
Viyana’da son dönemde artış gösteren gençlik suçları, kırmızı-pembe koalisyonun öncelikli güvenlik başlıklarından birini oluşturuyor. Koalisyon programında, çocuk ve gençlerin suça yönelmesini önlemek amacıyla “yönlendirme danışmanları” (Orientierungshelfer*innen) görevlendirileceği belirtiliyor. Bu desteğin özellikle, Viyana Gençlik ve Aile Dairesi’ne (MA 11) bağlı toplu yaşam alanlarında ve kriz merkezlerinde kalan gençler için planlandığı ifade ediliyor. Yönlendirme personeli, suça eğilimli küçük yaştaki faillerin tekrar suç işlemesini önlemeye yönelik çalışacak.
İkinci koalisyon, “çocuk ve gençlik hizmetlerinin pedagojik olanaklarını kabul etmeyen” ve suça yönelme riski yüksek olan genç failler için, Viyana dışında yer alacak “kapalı sosyal pedagojik bir merkez” kurulmasının son çare (ultima ratio) olduğunu belirtiyor. Ayrıca, reşit olma eşiğinde olan ve kısa süre sonra bakım sisteminden çıkacak gençlerin daha güçlü biçimde desteklenmesi hedefleniyor. Bu kapsamda, geçiş sürecine uygun “ara konut” çözümleri (Transitions-Wohngemeinschaften) planlanıyor.
Dijital alan suç ve radikalleşmeye karşı mücadelede öncelikli
Aşırılıkla mücadelede, mevcut “Demokrasi Uzmanlık Merkezi”nin demokratik kültürü teşvik etmesi ve radikal eğilimleri önlemesi sağlanacak. Koalisyon, bu konuda odağı dijital alana çevirmek istiyor. Şiddet önleme ve gençlik çalışmaları kapsamında anonim çevrim içi danışmanlık ve bilgilendirme platformları ile “çevrim içi sokak çalışması” (Online-Streetwork) gibi dijital yöntemler geliştirilecek.
Önyargı temelli suçlar (hatecrime) ile mücadelede ise, federal hükümetin hazırlıklarını sürdürdüğü “Nefret Suçlarına Karşı Ulusal Eylem Planı” desteklenecek. Viyana, bu alandaki ulusal bildirim merkezinin merkezi olarak hizmet vermeye aday olduğunu bildiriyor. Ayrıca, şehir yönetimi özellikle kritik altyapılarda siber suçlara karşı koruma sistemlerini güçlendirmeyi planlıyor.
Sağlık: Kadın sağlığı için özel merkez ve dijital sağlık sistemi
Koalisyon programında sağlık hizmetlerinde önleyici yaklaşıma öncelik veriliyor. Erken müdahale odaklı bu yaklaşım kapsamında özellikle okul hemşirelerinin (School-Nurses) sayısı artırılacak. Aşılar stratejinin temel unsurlarından biri olarak tanımlanırken, şehir yönetimi aşıların eczanelerde uygulanabilmesine yönelik girişimleri destekliyor.
Sağlık sisteminde dijitalleşme hedefi de programın öne çıkan başlıklarından. “Wien gesund” adlı yeni bir dijital sağlık portalı oluşturulacak. Bu platform, bilimsel doğruluğu onaylanmış bilgilere ve sağlık hizmetlerine merkezi erişim sağlayacak; aynı zamanda bireylerin sağlık sisteminde kendilerine en uygun yolu bulmasına yardımcı olacak. Randevu yönetimi, kişisel arşiv ve elektronik sağlık kaydı sistemi ELGA ile entegre özellikler içerecek olan “Wien gesund”, sağlık sistemine dijital giriş noktası olarak konumlandırılıyor. Ayrıca 1450 numaralı sağlık danışma hattı, tele-tıp uygulamaları ve video görüşme imkanı gibi yeni dijital hizmetlerle geliştirilecek.
Yerel sağlık hizmetlerinde genişleme hedefi
Dijitalleşmenin yanı sıra, Viyana ambulatuvar sağlık hizmetlerini de genişletmeyi hedefliyor. Mevcut durumda faaliyet gösteren 60 civarındaki birinci basamak sağlık merkezi (Primärversorgungszentren) ile çocuk sağlığı merkezlerinin sayısı artırılacak. Hedef, 2030 yılına kadar 100’den fazla yerel sağlık biriminin kurulması. Ayrıca kadın sağlığına odaklanacak özel bir merkezin açılması da planlar arasında.
Viyana hastaneleri için 2030’a kadar öngörülen ilk yapısal çerçeve programı yürürlüğe girmiş durumda. Bu plan, kentin demografik gelişimi dikkate alınarak değerlendirilecek. İkinci yapılaşma aşamasının detaylı planlaması ise 2038’e kadar yapılacak. Viyana Sağlık Birliği çatısı altında, tüm araştırma faaliyetlerinin koordinasyonunu üstlenecek merkezi bir araştırma birimi kurulacak. Bu adımla sağlık alanında veri kullanımının artırılması, özellikle klinik araştırmalar için altyapının geliştirilmesi amaçlanıyor.
Sanat ve Kültür: Yeni projeler yerine mevcutların derinleştirilmesi
Koalisyon programının sanat ve kültür bölümünde, sınırlı kaynaklarla en yüksek etkiyi yaratma hedefi öne çıkıyor. Hem federal hükümetin hem de Viyana Belediyesi’nin içinde bulunduğu bütçe baskısı program metnine de yansımış durumda. Son yıllarda açılan yeni Viyana Müzesi, Prater Müzesi ve Foto Arsenal gibi büyük projelerin ardından, bundan sonraki dönemde genişleme değil, mevcut yapıların güçlendirilmesi öncelikli olacak. Bu doğrultuda, 2026 yılında Avusturya’da düzenlenecek 70. Eurovision Şarkı Yarışması’na Viyana’nın ev sahipliği için aday olacağı belirtiliyor.
Şehir yönetimi, ücretsiz kültürel etkinliklerin sürdürülmesi ve düşük gelirli bireyler ile göçmen kökenlilerin sanatsal yaşama daha fazla katılımı konusunda açık bir taahhütte bulunuyor. Çocuklar ve gençler için de yeni adımlar planlanıyor: Zoom Çocuk Müzesi’nin ikinci bir şubesi açılacak, bir çocuk edebiyat merkezi kurulacak ve okullarla çıraklara yönelik çeşitli kültürel programlar geliştirilecek. Yerel kültür merkezleri desteklenecek, ilçe müzeleri güçlendirilecek ve mahalle bazlı (Grätzel) kültürel girişimler teşvik edilecek.
Sanatçılar için destek, tiyatrolara çıraklık programı
Sanatçılara yönelik destekler kapsamında yeni bir atölye binası, ek bir ortak yapım mekânı (Koproduktionshaus), “adil ücret” (Fair Pay) uygulamalarının kalıcı hale getirilmesi, yeni burs olanakları ve çeşitli yeni ödüller (kültür aktarımı, kulüp kültürü gibi) gündeme geliyor. Tiyatro alanında yaşanan kalifiye personel sıkıntısına karşı çıraklık programları planlanıyor.
Belediye, kendi düzenlediği etkinliklerde iklim dostu uygulamaları zorunlu hale getirmeyi hedefliyor. Film sektöründeki “yeşil prodüksiyon” (Green Producing) uygulamasını diğer sanat dallarına da örnek olarak sunmak istiyor. Viyana, sinema mirasının ve bağımsız salonların korunmasına da bağlılığını sürdürüyor. Ancak zorlu ekonomik koşullarla mücadele eden sanat kurumlarının mevcut durumuna programda çok az yer veriliyor; odak daha çok yeni girişimler üzerinde.
Anma kültüründe yeni açılımlar
Anı ve bellek kültürü kapsamında uzun süredir gündemde olan “misafir işçilere adanmış bir anma alanı” projesi somut adımlar arasında yer alıyor. Aynı şekilde, Nazi rejimine direnenler ile Nazi zulmüne uğramış Roman ve Sinti topluluklarının kamusal görünürlüğü artırılacak. Avusturya Direniş Belgeleme Arşivi (DÖW) güçlendirilecek ve programda özellikle vurgulanacak.
Tarihsel olarak yük taşıyan sokak ve yer isimlerine dair yönergeler gözden geçirilecek. Gelecekteki olası yeniden adlandırma tartışmalarına hazırlıklı olmak adına bu alanda proaktif bir yaklaşım benimsenmesi hedefleniyor.
Spor: Bazı adımlar mümkün, bazıları ise sınırlı kalıyor
Sporun sağlıktan eğitime, entegrasyondan kentsel planlamaya kadar birçok alana etki ettiğine sıkça dikkat çekilmese de, kırmızı-pembe koalisyon programı bu farkındalığı kısmen de olsa yansıtıyor. Spor yalnızca ayrı bir bölümde ele alınmakla kalmıyor, aynı zamanda “turizm” ya da “gençlik çalışmaları” gibi başka başlıklarda da kenar notlarla yer buluyor.
Turizm başlığında Viyana’nın büyük ölçekli spor etkinlikleri düzenleme hedefi vurgulanıyor; dikkat çekici biçimde “E-Spor organizasyonları” ayrıca belirtiliyor. Gençlik politikalarında ise, spor aracılığıyla gençlerin aktif yaşam biçimine yönlendirilmesi hedefleniyor. Bunun için geleneksel ve yeni nesil (trendsportarten) spor dallarına kolay erişim sağlanması planlanıyor. Karma dövüş sporları (Mixed Martial Arts) ise sosyal hizmet ve pedagojik destekle birlikte, özellikle çocuk ve gençlerin korunması önceliğiyle ele alınacak.
Sporla büyümek ve yaş almak
Program, sporu toplum sağlığının temel bileşeni olarak tanımlıyor. Bu doğrultuda, küçük yaştan ileri yaşlara kadar tüm bireylerin harekete erişiminin kolaylaştırılması hedefleniyor. Spor kulüpleri ve gruplar, spor salonları, eğlence ve aktivite merkezleri ile zorunlu eğitim kapsamındaki okul spor salonlarına yakında dijital sistem üzerinden rezervasyon yapabilecek.
Yeni tesisler yolda, yüzme altyapısı kısıtlı
Altyapı alanında bazı yenilikler planlanıyor. Leopoldstadt’ta inşa edilen “Sport-Arena Wien” adlı yeni kompleksin yaz aylarında açılması bekleniyor. Bu tesis, özellikle takım sporları, atletizm ve jimnastik dallarında hizmet verecek. 2030 Banyo Stratejisi çerçevesinde, ileride 2040 planlamasıyla genişletilmesi öngörülen yeni yüzme havuzları inşa edilecek.
Ancak ikinci bir kamuya açık 50 metrelik kapalı yüzme havuzunun Stadthalle’ye eklenmesi pek mümkün görünmüyor. Laaerbergbad arazisine ilişkin mevcut planlar yalnızca 25 metrelik tek bir havuz öngörüyor. Buna karşın, çocuklara yönelik yüzme kurslarının kapsamı genişletilecek.
Ernst-Happel-Stadion: Etkinlik mekânı olarak devam
Kentin en büyük stadyumu olan ve konser gelirleriyle önemli bir kaynak oluşturan Ernst-Happel-Stadion’un geleceğine dair sürpriz bir açıklama yer almıyor. Koalisyon, burayı bir “etkinlik mekânı” olarak tanımlamaya devam ediyor ve mevcut yenileme sürecinin sürdürüleceğini belirtiyor. Ancak tesisin sportif açıdan güncel ihtiyaçlara ne ölçüde yanıt vereceğine dair somut bir plan sunulmuyor.