VİYANA (KADDAFİ KAYA) – Son dönemde Avusturya’da hakkındaki “dolandırıcılık iddiaları” gerçeklik kazanmaya başlayan ismin, hiçbir şey yokmuş gibi canlı yayınlara davet edilmesi, “gazetecilik” mesleğinin temel prensiplerini yeniden sorgulamamız gerektiği ihtiyacını doğuruyor. Peki, gazetecilik etik değerlerle donatılmış bir kariyer mi, yoksa sadece bir gelir kapısı mı?
Avusturya’da ilk olarak geçen sene bize Linz’den ulaşan birkaç okuyucumuz, orada yeni açılmış olan bir mobilya & züccaciye mağazası tarafından mağdur edildiklerini bildirmişti. Maalesef sağlık sorunlarından dolayı (ameliyat vs.) o dönem bu konuyu ele alamamıştık. Ama haber dosyamızı açmış, araştırmalarımıza yavaştan başlamıştık.
Öyle ki bu iddialar (mahkeme kararı olan vakalar da var) Viyana’da arşa çıkmış durumda.
“Gazeteciler?” Tarafından Silinen “Mağdur Yorumları”
Yine aynı dönemde söz konusu mağaza için Facebook’ta yapılan bazı canlı yayın reklamlarına gelen yorumları takip ederken, birkaç kişinin “dolandırıldığı” yönündeki yorumlarının yayın yapan sayfa yöneticileri tarafından apar topar silindiğine şahit olmuştuk. Silme işlemi o kadar hızlı gerçekleşiyordu ki; 3-4 yorumdan sadece bir tanesinin ekran görüntüsünü alabilmiştik.
“Potansiyel Mağduriyetlere Aracı Oluyorsunuz”
İlgili mağaza ve şahıs hakkındaki iddiaların ayyuka çıktığı bir dönemde aynı şahsı adeta “aklama umuduyla” canlı yayına çıkarılmasını, “Şirin” gösterme çabaları olarak algılıyoruz. Peki bunu yaparken sırf size olan güvenlerinden dolayı alışveriş yapma tercihini ilgili mağazadan yana kullanan insanların, mağdur olması durumunda yüzlerine nasıl bakacaksınız?
Bunu gerçekten çok merak ediyorum!
Yerel Medyanın Zorlukları
Viyana gibi küçük bir şehirde bulunan azınlık toplumunun içinde gazetecilik yapmak, ulusal gazetelere göre daha zordur. Bunun farkındayız! Zira bu yazımdan sonra bazı “gazeteci arkadaşların” bize gönül koyması büyük ihtimaldir. Lakin bizim öncelikli sorumluluğumuz, kendilerine değil topluma yöneliktir.
Gazetecilik Etik Bir Meslek Mi, Yoksa Ticari Bir Faaliyet Mi?
İşin özü, Avusturya’da bazı arkadaşlarımız gazetecilik mesleğinde ‘amaç’ ve ‘araç’ kavramları arasındaki çizgiyi giderek bulanıklaştırıyor.
Öyle ki; Avusturya’daki bazı gazeteci arkadaşlar, hakkında “dolandırıcılık” iddiaları arşa çıkmış şahıslardan aldıkları reklam gelirleri karşılığında, bu kişiler hakkındaki iddialara göz yumuyor. Dahası, mağdurların yorumlarını silerek, olayları adeta örtbas ediyor. Burada gazeteciliğin, etik bir meslekten ziyade, bir gelir aracı olarak devreye girdiğini görmek gerçekten çok üzücü.
Para ve Etik Değerler Arasındaki Çatışma
“Para, iyi bir hizmetçi fakat kötü bir efendidir.” Gazetecilikte de durum farksızdır. Reklam gelirleri, gazeteler için kaçınılmaz bir finans kaynağı olabilir ancak bu gelirler haberin objektifliğini etkilememelidir.
Filhakika, Avusturya’da son dönemde gördüğümüz üzere, reklam verenlerin “reklam verme gücüne” boyun eğenler, gazeteciliğin bağımsızlığını ve etik değerlerini tehlikeye atıyor.
Avusturya’da yaşanan bu olaylar, ne yazık ki yalnızca bu ülkeye özgü değil. Dünya genelinde benzer durumlar, gazetecilik mesleğinin para kazanma aracı olarak kullanıldığının göstergesi olarak karşımıza çıkıyor.
Etik Çözüm Önerisi
Gazetecilik, temelde halkı bilgilendirme ve aydınlatma görevini üstlenmelidir. Bu bağlamda: Reklam verenlerle editoryal içerik arasında kesin bir sınır çizilmelidir. Bu sınır, gazetenin politikası olarak şeffaf bir şekilde okurlara açıklanmalıdır.
Avusturya’da Yerel Gazetecilik Nereye Gidiyor?
Her birimiz, sunulan haberleri sorgulayıcı bir bakış açısıyla değerlendirmeliyiz. Gazetecilik sadece bilgi vermek değil, aynı zamanda toplumu bilinçlendirme görevini de üstlenmelidir. Eğer gazetecilik yalnızca para kazanma aracı olarak görülürse, mesleğin ruhu kaybolur. Gazetecilikte asıl olan, halkı aydınlatmak ve bilgilendirmektir; maddi çıkarlar bu temel amacın önüne geçmemelidir.
Sonuç olarak, gazetecilik; bilgi, etik ve objektiflik üçgeninde var olmalıdır. Haberlerimiz, reklam gelirlerine bağlı kalmaksızın, doğru ve tarafsız bir şekilde halka ulaşmalıdır. Bu, hem gazetecilik mesleğinin geleceği için hem de toplumsal bilinç için elzemdir. Eğer biz bu prensipleri unutur ve gazeteciliği yalnızca bir gelir kapısı olarak görürsek, toplum olarak çok daha büyük bir bedel ödemek zorunda kalırız.
Gazetecilik, birilerinin yayınlanmasını istemediği haberleri yazmaktır. Gerisi halkla ilişkilerdir.”
George Orwell