VİYANA (HJ) – Yeni yayımlanan sosyal rapor, Avusturya’da yoksulluk sorununun çözümüne dair çeşitli öneriler sunuyor ve ekonomik yardımların artırılmasını öneriyor. Ancak, bu öneriler muhalefetin eleştirileriyle karşı karşıya kalıyor.
Raporda, “hamaktaki” faydalanıcı olarak tabir edilen, yardımlar sayesinde çalışma motivasyonu düşük bireylerin varlığına dikkat çekiliyor. İstatistikler, işsizlikle yoksulluğun doğru orantılı olduğunu, dolayısıyla iş bulma şansının yoksulluk riskini azalttığını gösteriyor.
Yoksulluk İstatistikleri
2022 verilerine göre, Avusturya’da 201.000 kişi, yani nüfusun yüzde 2,3’ü sosyal ve maddi yoksunluk içinde yaşıyor. Yoksulluk riski oranı ise sabit kalmış olup, nüfusun yüzde 14,8’ini etkilemekte. Yoksulluk sınırı medyan gelirin yüzde 60’ı olarak belirlenmiş olup, bu sınır değişkenlik göstermektedir. Ayrıca, çalışan yoksulların oranı %8 iken, uzun süre işsiz kalanların yoksulluk riski yüzde %40 olarak belirtiliyor.
Çözüm Önerileri: Eğitim, İş Garantisi, ve Daha Fazlası
Rapor, asgari ücretin artırılması, çocuk bakım olanaklarının genişletilmesi ve kamu tarafından finanse edilen iş garantisi gibi çözümler öneriyor. Bunların yanı sıra, çocuk sahibi olan veya sağlık sorunları yaşayan bireyler için özel destekler ve bakım sigortası gibi sosyal güvenlik önlemleri de gündemde. Ayrıca, sosyal yardım miktarlarının yoksulluk sınırının üzerine çıkarılması gerektiği vurgulanıyor; örneğin, yalnız yaşayan bir birey için sosyal yardım miktarının 1.156 avrodan 1.392 avroya çıkarılması öneriliyor.
Muhalefetin Görüşleri ve İşsizlik Yardımı Tartışmaları
Avusturya Kamu İstihdam Servisi Başkanı Johannes Kopf, yoksullukla mücadelede sunulan önerilerin bazı zorluklar içerdiğini ve bazen işsizlik yardımının, çalışma teşvikini azaltacak şekilde düzenlendiğini belirtiyor. Kopf, işsizlik yardımının gelirin yüzde 80’ine kadar çıkması durumunda, kişilerin çalışma motivasyonunun düşebileceğine dair endişelerini dile getiriyor.
Yorum
Sosyal rapor, yoksullukla mücadelede sadece mali desteklerin artırılmasının yeterli olmayabileceğini gösteriyor. Çalışma teşvikinin korunması ve iş bulma olanaklarının artırılması, yoksullukla mücadelede kritik öneme sahip.
Ayrıca, eğitim ve çocuk bakımı gibi alanlarda yapısal iyileştirmeler, sosyo-ekonomik dengesizlikleri azaltmada etkili olabilir. Ancak, her türlü finansal destek ve sosyal yardımın dikkatli bir şekilde planlanması ve uygulanması gerekiyor, aksi takdirde “hareketsizlik tuzakları” oluşabiliyor ve bu da uzun vadede yoksulluk sorununu daha da karmaşık hale getirebiliyor.
Yoksullukla mücadele, çok yönlü ve kapsamlı stratejiler gerektiren kompleks bir meseledir ve bu alanda atılacak adımlar, geniş bir perspektiften değerlendirilmelidir.