VİYANA (HJ) – Avusturya, uluslararası gizli servisler için onlarca yıldır bir oyun alanı olmuş, ancak bu alanda suç oluşturan vakalar oldukça nadir görülüyor. Bu durum, yabancı casusların genellikle Avusturya’nın zararına hareket etmemelerinden kaynaklanıyor.
Ancak Adalet Bakanı Alma Zadić’in yeni adımlarla bu durumu değiştirmek istemesi dikkat çekiyor. Avusturya, casusluk faaliyetlerinde yüksek becerilere sahip ajanlar tarafından hedef alındığı için, devlet sırlarını gözetleyen casusların tespit edilmesi oldukça zor.
Son dönemde ortaya çıkan nadir vakalardan biri, bir ordu albayının Rus gizli servisine devlet ve askeri sırları ifşa ettiği iddiasıyla 2020’de üç yıl hapis cezasına çarptırılması oldu. Cezaevinde geçirdiği süre göz önünde bulundurularak, nihai karardan sonra serbest bırakıldı.
Avusturya’nın Devlet Güvenlik ve İstihbarat Müdürlüğü (DSN), başlıca casusluk tehditleri olarak Rusya, Çin, İran ve Türkiye’yi gösteriyor. Özellikle Rusya, Avusturya istihbarat servisleri ve güvenlik makamlarına yönelik casusluk faaliyetleriyle öne çıkıyor.
Mitrokhin Arşivi ve Avusturya’daki Rus Casusluğunun Tarihi
Rusya adına casusluk yapmanın Avusturya’da uzun bir geçmişi var. Sovyet gizli servisi KGB’nin yıllarca süren operasyonlarına dair detaylar, eski KGB arşivcisi Vasily Mitrokhin’in 1990’larda Batı’ya kaçırarak İngiliz gizli servisine teslim ettiği belgeler sayesinde gün yüzüne çıktı. Mitrokhin, onlarca yıl boyunca KGB’nin kayıtlarını elle kopyalayarak bu bilgileri sakladı.
Mitrokhin Arşivi’ndeki belgeler, KGB’nin Avusturya’da özellikle polis teşkilatına casuslar ve muhbirler yerleştirdiğini ortaya koyuyor. Bu operasyonlar, işgal dönemi ve 1980’lere kadar devam etti. Belirli bir kod adı olan ZAK, Federal Anayasayı Koruma Dairesi’nin (BVT) selefi olan Viyana Eyalet Polisi’nin şef yardımcısı Gustav Hohenbichler ile ilişkilendiriliyor. Hohenbichler’in 1978 yılında Rus gizli servisi tarafından işe alındığı iddia ediliyor ve casusluk şüphesi üzerindeki bulanıklık ölümüyle birlikte sona erdi.
Gizli Silah Zulaları ve Kayıp Mühimmat
Mitrokhin ayrıca, Sovyetlerin 1955 öncesinde Avusturya’da kurdukları silah ve mühimmat depolarını açığa çıkardı. Mayerling, Mollram, Weinersdorf, Heiligenkreuz ve Göttweig Manastırı gibi yerlerde çoğunlukla Walther marka tabancaların saklandığı belirlendi. Moskova’nın, saklama yerleriyle ilgili detaylı bilgileri koruduğu belirtiliyor.
Yıllar sonra, Prag Baharı sırasında KGB tarafından yapılan bir incelemede, bu zulalardaki kutuların çürüdüğü ve mühimmatın kaybolduğu keşfedildi. Ancak tabancaların çoğu hala sağlamdı ve bu silahların akıbeti bilinmiyor. Bu durum, Avusturya’da derinleşen ve uzun süreli bir casusluk oyununun parçalarını ortaya koyuyor, uluslararası istihbarat topluluğunda yeni soruları da beraberinde getiriyor.