VİYANA (HJ) – Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Avusturya Dışişleri Bakanı Alexander Schallenberg ile gerçekleştirdiği ortak basın toplantısında, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin güçlendirilmesi hedeflerine değindi. Geçtiğimiz yıl 4 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşan Türkiye ve Avusturya’nın, bu yılı 5 milyar dolarlık bir ticaret hacmiyle kapatmayı hedefledikleri belirtildi. İki bakan, bu hedeflere ulaşmak için atılacak adımları görüştü.
Uluslararası İşbirliği ve Terörle Mücadelede Ortak İrade
Toplantıda, terörle mücadelede uluslararası işbirliği ve ortak iradenin önemi vurgulandı. Fidan, Avusturya’dan terörle mücadelede daha yakın işbirliği beklediklerini ve iki ülkenin bu konudaki ortak çalışmalarının önemine dikkat çekti. Ayrıca, bölgesel istikrarsızlıkların düzensiz göçü tetiklediğine işaret ederek, göçmen kaçakçılığıyla mücadelede adil yük ve sorumluluk paylaşımının gerekliliğini vurguladı.
AB İlişkileri ve Politik Yaklaşımlar
Avrupa Birliği ile ilişkilerin daha adil ve sonuç odaklı bir yaklaşımla yürütülmesi gerektiğini ifade eden Fidan, Türkiye’nin AB ile olan müzakerelerinin, üyelik sürecinin önemine değindi. İki devletli çözüm çerçevesinde Filistin ve İsrail arasındaki çözüme odaklanılması gerektiğini belirterek, Filistin devletinin tanınması ve Gazze’deki durumun uluslararası toplum tarafından ele alınması çağrısında bulundu.
Gazze’deki Duruma Dikkat Çekilmesi
Fidan, Gazze’de yaşananların insanlık tarihine kara bir leke olarak eklendiğini ve uluslararası hukukun ihlal edildiğini belirtti. İsrail’e yönelik uluslararası eleştirilere değinerek, Türkiye’nin bu konudaki tutumunu ve atılan adımları anlattı.
Avusturya’nın Perspektifi ve İşbirliği Yaklaşımları
Schallenberg ise, Türkiye ile olan ilişkilerin tarihsel köklerine ve mevcut ekonomik işbirliklerine vurgu yaptı. AB üyeliği konusunda bazı şüpheleri olduğunu belirtirken, Türkiye’nin bölgedeki önemli rolünü ve uluslararası sorunlarda alınması gereken ortak adımları dile getirdi.
Toplantıda ele alınan konular, iki ülke arasında sadece ekonomik anlamda değil, bölgesel ve küresel meselelerde de işbirliğinin devam ettiğini göstermektedir. Bu diyalog, karşılıklı anlayış ve işbirliğinin pekiştirilmesi adına önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir.