VİYANA (HJ) – Dünya edebiyatının devlerinden Amerikalı yazar Paul Auster, 77 yaşında hayatını kaybetti.
Çağdaş edebiyatın önde gelen kalemlerinden olan Auster, uzun süredir mücadele ettiği akciğer kanseri nedeniyle yaşamını yitirdi. Arkadaşı Jacki Lyden tarafından doğrulan ölüm haberi, edebiyat dünyasında büyük bir kayıp olarak yankılandı.
Amerikan basınında ‘edebi süperstar’ olarak adlandırılan Auster, özellikle yaratıcılığı ve etkileyici yazım tarzıyla tanınıyordu.
New Jersey doğumlu olup Brooklyn’de yaşayan Auster, bu ilçenin zengin edebi mirasını sürdüren ve 1990’lar boyunca Brooklyn’e yerleşen yeni nesil yazarlara ilham kaynağı oldu.
“80’ler ve 90’larda Brooklyn’de ünlü yazarların nadiren bulunduğu bir dönemde, o buranın romancısıydı. Gençliğimde, tuhaflığı ve samimiyeti sebebiyle arkadaşlarım ve ben onun eserlerini büyük bir hevesle okurduk”
Meghan O’Rourke
Paul Auster, Fransa’da adeta bir rock yıldızı muamelesi görerek, Fransızlar tarafından sevgiyle benimsenen ender Amerikalı yazarlardan biri olarak anıldı. Kariyerine 1982’de “Yalnızlığın İcadı” adlı anı kitabıyla başlayan Auster, daha sonra yazdığı ve bir araya getirildiğinde ‘New York Üçlemesi’ olarak bilinen üç romanla dünya çapında şöhrete kavuştu. Bu eserler, The New York Times tarafından son 100 yılın en önemli 25 New York romanı arasında gösterildi.
Auster ayrıca, Wayne Wang ile birlikte çalışarak ‘Smoke’ ve ‘Blue in the Face’ filmlerinin senaryolarını yazdı. Sinema okuluna gitmeyi düşündüğü gençlik yıllarında, utangaçlığının onu bu yoldan alıkoymasına rağmen, edebiyat ve sinema alanında derin izler bıraktı.
Paul Auster, ölümüyle beraber sadece kendi ulusunun değil, dünya edebiyatının da önemli bir sesini kaybetmiş oldu. Eserleri, onun derin insanlık anlayışı ve zekâsıyla dolu dünyayı keşfetmek isteyen okuyucular için birer keşif alanı olarak kalmaya devam edecek.
