(VİYANA) HJ – Avusturya’da koalisyonun büyük partisi ÖVP’nin resmi sosyal medya hesabından paylaşılan entegrasyon içerikleri, kamuoyunda yoğun tartışma yarattı.
ÖVP’nin sosyal medya hesabından paylaşılan “Biliyor muydun, insanların üçte ikisi Müslümanlarla birlikte yaşamayı zor olarak görüyor?” ifadesi, Avusturya’da ayrımcı ve kışkırtıcı bulunduğu gerekçesiyle geniş tepki çekti.
Paylaşımlarda, bir araştırmaya dayandırılarak toplumun önemli bir bölümünün entegrasyonun başarısız olduğu ve Müslümanlarla birlikte yaşamın “kötü ya da çok kötü” algılandığı görüşünde olduğu vurgulandı.
Özellikle “Müslümanlar” ifadesinin doğrudan ve genelleyici biçimde kullanılması, tepkilerin merkezinde yer aldı.
Anket sonuçları ve siyasi mesajlar
Paylaşımlarda, Avusturya Entegrasyon Fonu’na bağlı bir araştırmaya atıfla, katılımcıların yüzde 72’sinin entegrasyonun kötü işlediğini düşündüğü, yüzde 62’sinin mültecilerle birlikte yaşamı olumsuz değerlendirdiği, yüzde 66’sının ise Müslümanlarla birlikte yaşamı “kötüden çok kötüye” uzanan bir ölçekte tanımladığı belirtildi. Bu veriler, koyu renkli arka planlar ve kırmızı vurgularla sunularak “rakamlar kendi adına konuşuyor” mesajıyla pekiştirildi.
Aynı içerik dizisinde, zorunlu entegrasyon programının 2026’nın ilk yarısında tamamlanacağı, devlet desteği alanların entegrasyon için aktif çaba göstermesi gerektiği ve bu sürece uymayanlara yaptırım uygulanabileceği vurgulandı. Son paylaşımda ise Entegrasyon Bakanı Claudia Plakolm’un fotoğrafıyla birlikte “Entegrasyon bir seçenek değil, yükümlülüktür” ifadesi öne çıkarıldı.
“Sorun entegrasyon değil, kullanılan dil”
Paylaşımlara gelen tepkiler kısa sürede büyüdü. Çok sayıda kullanıcı, dini bir grubu doğrudan hedef alan bu dilin ayrımcı olduğunu savundu. Sosyal medyada, kullanılan renkler ve sloganların tarihsel çağrışımlar yaptığına dikkat çeken yorumlar yer aldı. Bazı kullanıcılar içerikleri “nefret söylemi” olarak nitelendirerek şikayette bulundu.
Falter dergisinin genel yayın yönetmeni Florian Klenk de paylaşıma sert tepki gösteren isimler arasında yer aldı. Klenk, bu yaklaşımın İslam karşıtlığının ötesine geçerek insanlara yönelik bir düşmanlık dili ürettiğini savundu. Klenk, Noel öncesi dönemde yapılan bu tür paylaşımların toplumu birleştirmek yerine böldüğünü ve bir “merkez parti” iddiasıyla bağdaşmadığını dile getirdi.
Entegrasyon politikası tartışması
Eleştirilerde öne çıkan bir diğer nokta ise ÖVP’nin yıllardır entegrasyon politikasından sorumlu konumda bulunması oldu. Sosyal medya kullanıcıları ve bazı yorumcular, entegrasyondaki sorunların sorumluluğunun da bu politikaları yürüten siyasi kadrolara ait olduğunu hatırlattı. Bu nedenle paylaşımların, çözüm sunmaktan çok algı yönetimine ve sertleşen siyasi dile hizmet ettiği görüşü dile getirildi.
ÖVP cephesinden eleştirilere yönelik kapsamlı bir açıklama yapılmazken, tartışma entegrasyonun nasıl tanımlandığı ve hangi dilin toplumsal barışı güçlendirdiği sorularını yeniden gündeme taşıdı.
Paylaşımlara yönelik tepkiler, Avusturya’da entegrasyon ve birlikte yaşam konularının yalnızca rakamlarla değil, kullanılan söylem ve siyasi sorumluluk çerçevesiyle de ele alınması gerektiğini bir kez daha ortaya koydu.

