(VİYANA) HJ – Avusturya Parlamentosu’nda Gazze’deki insani kriz gündeme geldi. Yeşiller Partisi Milletvekili Meri Disoski, yaptığı konuşmada Gazze’de yaşananları “her geçen gün ağırlaşan bir insani felaket” olarak tanımladı ve İsrail’e yönelik insani hukuk çerçevesinde daha net bir duruş sergilenmesi çağrısında bulundu. Disoski, Avusturya hükümetinden yalnızca kaygı bildirmekle yetinmemesini, uluslararası hukuk doğrultusunda açık adımlar atmasını talep etti.
“Yüz binlerce kişi açlıkla mücadele ediyor”
Disoski, İsrail’in Gazze’ye Mart ayından bu yana neredeyse hiç yardım girişine izin vermediğini belirtti. Yalnızca 20 Mayıs’ta, iki aydan fazla süren tam kuşatmanın ardından yaklaşık yüz yardım kamyonunun bölgeye girişine izin verildiğini hatırlatarak, “Bu hem çok az hem de çok geç” ifadelerini kullandı. Gazze’de yüz binlerce insanın açlık çektiğini, hastanelerin yıkıldığını, su, gıda ve ilaç gibi temel ihtiyaçların karşılanamadığını vurguladı.
Birleşmiş Milletler’in verilerine göre bölgede binlerce kişi hayatını kaybetti ve ölülerin üçte birini çocuklar oluşturuyor. Disoski, “Savaş halinde dahi geçerli olan insani uluslararası hukuk, İsrail için de bağlayıcıdır” dedi.
“Hamas’ın saldırısı insanlık dışıydı ama cevap kolektif ceza olamaz”
Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırısını “dehşet verici bir suç” olarak nitelendiren, Disoski’ye göre Hamas’ın saldırısına verilecek yanıt, Gazze’deki sivillere yönelik toplu cezalandırma biçiminde olmamalı: “Demokratik dünya düzenini savunmak isteyen herkes, özellikle bu dramatik anlarda uluslararası hukuku tavizsiz savunmalıdır, kime karşı olursa olsun.”
Süreçte insanlık dışı vakaların yaşandığını ve sivillerin rehin alındığını hatırlatan Disoski, “Tüm bunlar en sert biçimde kınanmalıdır” derken, rehinelerin koşulsuz ve derhal serbest bırakılması gerektiğini, bunun hem hukuki hem de insani bir yükümlülük olduğunu ifade etti.
“İsrail’e baskı artırılmalı, AB anlaşması askıya alınmalı”
Disoski, Avusturya’nın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyeliğine aday olduğu bir dönemde, uluslararası hukuka olan bağlılığını “inandırıcı” biçimde göstermesi gerektiğini belirtti. “Yalnızca endişe etmek artık yeterli değil” diyen Disoski, hükümetin İsrail’e yönelik kara harekâtlarını durdurması için baskı uygulamasını, insani yardımların eksiksiz şekilde yeniden başlatılmasını ve uluslararası soruşturmaların başlatılmasını talep etti.
Yeşiller Partisi’nin Avrupa Birliği düzeyinde, İsrail ile yürürlükte olan Ortaklık Anlaşması’nın askıya alınması ve İsrail’e yönelik geçici bir silah ambargosu uygulanmasını içeren girişimlerin desteklenmesini de içeren önergesi, Meclis’e sunuldu.
Disoski, “Kırmızı çizgiler aşılmıştır” diyerek hükümetin bu adımlara destek vermesini istedi.
Yeşiller’in sunduğu önerge; rehinelerin serbest bırakılması, insani yardımın derhal sağlanması ve Gazze’de uluslararası hukukun gözetilmesini kapsıyor.
Disoski ayrıca, hükümet partilerinin sunduğu önergeyi destekleyeceklerini, ancak bunun yeterli olmadığını belirterek, “Biz kendi önergemizi de geri çekmeyeceğiz, çünkü bu felaket karşısında güçlü ve açık bir siyasi iradeye ihtiyaç var.” ifadelerini kullandı.
“Barış için ortak bir duruş sergileyelim”
Disoski konuşmasını, parlamentodaki tüm partilere çağrıyla tamamladı: “Gazze’de insanların hayatta kalabilmesi, uluslararası hukukun savunulması ve kalıcı bir barışın inşası için birlikte bir duruş sergileyelim.”