VİYANA (HJ) – İstanbul ile kardeş şehir ilişkisi yürüten Viyana’nın SPÖ’lü Belediye Başkanı Michael Ludwig, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasına dair bugüne dek herhangi bir “destek” açıklaması yapmadı. Ludwig’in bu tutumu özellikle şehir meclisinde siyasi rakipleri tarafından sert biçimde eleştirilidi.
Viyana’da son günlerde dikkat çeken bir başka gelişme ise Ludwig’in 27 Nisan’da seçim kampanyasını tanıtacağı saatlerde, SPÖ’nün federal düzeydeki resmi sosyal medya hesaplarından “İmamoğlu’na Özgürlük” mesajının paylaşılması olmuştu. Bu zamanlama, “Federal SPÖ, Ludwig’e İmamoğlu üzerinden siyasi baskı yapıyor” yorumlarına yol açmıştı.
“Siyasal İslam ve İmamoğlu“
Viyana Halk Partisi (ÖVP), yarınki Belediye Meclisi oturumunda “Siyasal İslam’a Karşı Siper: Viyana İçin Uyanıklık Zamanı” başlığı altında, siyasal İslam’ın ve yabancı ülkelerin Viyana üzerindeki etkisinin doğurduğu tehlikeleri gündeme taşımak istiyor.
Aynı oturumda ÖVP ve Yeşiller Partisi, Viyana Belediyesi’nin Avrupa Konseyi’nin Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasını kınayan açıklamasına destek vermesini öngören bir önerge sunacak.
ÖVP Viyana adına konuşan Viyana Meclis Üyesi ve Entegrasyon Sözcüsü Caroline Hungerländer, “İmamoğlu’nun tutuklanması, temel demokratik haklara yapılmış ağır bir müdahaledir. Otoriter rejimlerin siyasi muhalifleri nasıl susturduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Viyana bu önergeyle demokrasi, hukukun üstünlüğü ve yabancı müdahalelere karşı açık bir duruş sergilemelidir” dedi.
Hungerländer’den SPÖ ve FPÖ’ye Sert Eleştiriler
Hungerländer, açıklamasında özellikle SPÖ ve FPÖ’lü siyasetçilerin son dönemde siyasal İslam’a karşı zayıf bir tutum sergilediğini iddia ederek, “SPÖ ve FPÖ, siyasal İslam’la ya işbirliği içinde ya da en azından etkilerine göz yumuyor. Biz Viyana’nın yabancı çıkarların etkisiyle şekillenen bir şehir olmasına izin veremeyiz. İmamoğlu’nun tutuklanması, Türkiye’nin demokratik hakları nasıl erozyona uğrattığını gösteriyor. Bu gidişatı destekleyen ya da sessiz kalan herkes bu suça ortak olur,” ifadelerini kullandı.
FPÖ’nün tutumundaki çelişkiye de dikkat çeken Hungerländer, “FPÖ geçmişte siyasal İslam’ı Avusturya için en büyük tehdit olarak tanımlıyordu, şimdi ise ATİB gibi yapılarla temas kuruyor. FPÖ’lü siyasetçi Leo Lugner’in ATİB camisindeki iftara katılması, Türk medya temsilcileriyle yapılan basın toplantıları ve benzeri temaslar, Türk hükümetinin Viyana üzerindeki etkisini artırma riskini barındırıyor” şeklinde konuştu.
“SPÖ Viyana, Siyasal İslam’a Karşı Net Tavır Göstermiyor”
Hungerländer, SPÖ Viyana’nın yıllardır siyasal İslam örgütleriyle yakın ilişkiler kurduğunu öne sürerek, bazı milletvekillerinin bu yapılarla bağlantılı etkinliklere düzenli olarak katıldığını belirtti. Hungerländer, “SPÖ, Müslüman antisemitizmine karşı açık bir tavır sergileyemiyor, bunu adlandırmakta zorlanıyor ve siyasal İslam’a karşı etkili bir duruş göstermiyor. Bu, şehrimiz için ciddi bir tehdit oluşturuyor” yorumunda bulundu.
“Toplumun Merkezine Taşınan Tehlike”
Siyasal İslam’ın yalnızca dini değil, aynı zamanda ideolojik ve siyasi bir güç olduğunu savunan Hungerländer, bu yapıların toplum, kültür ve siyaset üzerinde dönüştürücü bir etkisi olduğunu belirtti. “ATİB gibi kuruluşlar Türk hükümetinin uzantısıdır. Viyana FPÖ’sünün bu yapılarla temas kurması skandaldır. FPÖ’lü siyasetçilerle çekilen fotoğraflar, bu yapılar için meşruiyet anlamına gelir. Uçtaki aktörleri toplumun merkezine taşımak, çok tehlikeli bir gelişmedir” diye konuştu.
“Ortak Demokratik Duruş Şart”
ÖVP Viyana, bu gelişmeler karşısında partiler üstü bir birlik çağrısı yapıyor. Hungerländer, “Avrupa kendi sorunlarını çözebilecek güçtedir. Dış lobilerin demokrasimizi baltalamasına izin veremeyiz. Artık tüm demokratik partilerin siyasal İslam’a ve yabancı müdahaleye karşı birlikte hareket etme zamanı gelmiştir” diyerek sözlerini tamamladı.