Kaddafi Kaya – Ağustos 2024 itibarıyla enflasyonun %2,3’e gerilemesi, makroekonomik veriler açısından olumlu bir gelişme gibi değerlendirilebilir. Ancak bu iyileşme, gerçek hayat koşullarını yansıtmıyor.
İflaslar Rekor Kırıyor
Aynı dönemde iflas eden şirketlerin %30 oranında artması, ekonominin derinlerinde daha büyük yapısal sorunlar olduğunu gözler önüne seriyor. Enflasyon rakamları düştü, ancak halkın yaşam standartları bu düşüşe paralel olarak iyileşmedi. Bu çelişki, ekonomik politikalardaki tutarsızlıkları ve hükümetin çözüm üretme konusundaki yetersizliğini gösteriyor.
Enflasyon Gerçeği ve Sokaktaki Yaşam
Enflasyon oranındaki düşüş, her ne kadar iyimser bir tablo sunsa da, günlük hayat pahalılığını göz ardı eden bir yaklaşımdır. Avusturya İstatistik Kurumu verileri enflasyonun %2,3 seviyesine gerilediğini söylerken, temel tüketim maddeleri ve hizmetlerdeki fiyat artışları halkın hissettiği baskıyı hafifletmiyor. Gıda, enerji ve kira fiyatlarındaki artış, toplumsal refahı doğrudan etkiliyor ve özellikle dar gelirli kesimleri derinden sarsıyor. Mikro mal sepetindeki %4,2’lik artış, temel ihtiyaçların karşılanmasını bile zorlaştırıyor. Özellikle kahve, ekmek gibi günlük tüketim maddeleri üzerindeki fiyat artışları, enflasyon rakamlarının halkın alım gücüne yansımadığını açıkça gösteriyor.
Restoran ve kafe gibi sosyal alanlardaki fiyat artışları da enflasyonun ötesinde bir ekonomik baskı oluşturuyor. Sosyal hayatta bile tasarrufa gitmek zorunda kalan halk, harcamalarını kısmak zorunda kalıyor. Bu durum, sadece bireysel yaşam kalitesini düşürmekle kalmıyor, aynı zamanda hizmet sektörünü de zor duruma sokuyor.
“Enflasyon düştüğünde ekonomi rahatlayabilir, fakat halkın cebindeki yangın devam ediyorsa, bu düşüş sadece rakamlarda kalır.”
Kaddafi Kaya
Kira, Enerji ve Gıda Fiyatlarının Yükselişi
Enflasyonun düşük seviyelere gerilemesindeki en önemli faktörlerden biri yakıt fiyatlarındaki düşüş olsa da, kira, enerji ve gıda gibi temel giderlerdeki sürekli artış, halkın gerçekleriyle çelişen bir tablo oluşturuyor. Özellikle kira fiyatları, Avusturya’da ciddi bir sosyal krize dönüşmüş durumda. Hükümetin bu alandaki düzenlemeleri yetersiz kalırken, birçok hane yüksek kira maliyetleriyle başa çıkmaya çalışıyor. Enerji maliyetlerinde de benzer bir tablo söz konusu. Yakıt fiyatlarındaki geçici düşüş, hanelerin üzerindeki enerji yükünü hafifletmiyor ve uzun vadeli çözüm ihtiyacını ortaya koyuyor.
Gıda fiyatlarındaki artış da ekonomik zorlukların en görünür olduğu alanlardan biri. Halkın temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandığı bu dönemde, enflasyon rakamları gerilese bile gıda harcamalarındaki yüksek fiyatlar, yaşam pahalılığının sürdüğüne işaret ediyor. Özellikle düşük gelirli kesimler, gıdaya erişimde büyük zorluklar yaşıyor ve bu durum toplumsal eşitsizliği daha da derinleştiriyor.
Hükümet Politikalarının Yetersizliği
ÖVP-Yeşiller koalisyon hükümeti, hayat pahalılığına yönelik çözüm üretmekte başarısız olmuş durumda. Kira, enerji ve gıda fiyatlarındaki kontrolsüz artışlar, halkın günlük yaşamını olumsuz etkilerken, ekonomik politikalardaki yetersizlik şirketleri de zor duruma sokuyor. 2024’ün ilk çeyreğinde iflas eden şirketlerin %30 oranında artması, ekonomik politikaların piyasa dinamiklerine uyum sağlayamadığını ve halkın alım gücündeki düşüşün iş dünyasını da tehdit ettiğini gösteriyor.
Özellikle hizmet, inşaat ve ticaret sektörlerindeki iflaslar, bu sektörlerin halkın harcama kapasitesine ne denli bağlı olduğunu ortaya koyuyor. Daralan pazar koşulları, bu sektörlerde faaliyet gösteren işletmeleri mali açıdan zor durumda bırakırken, hükümetin bu duruma karşı etkili bir çözüm üretmekte zorlandığı açıkça görülüyor. Kısa vadeli önlemlerle çözülmesi imkansız olan bu yapısal sorunlar, daha uzun vadeli politikalar gerektiriyor.
Bu durumun 29 Eylül’deki genel seçim sonuçlarına da yansıyacağı kaçınılmaz bir gerçek.
“Ekonomik büyüme, sadece rakamlarda değil; sokaktaki insanın refahında da kendini göstermelidir.”
Yapısal Reformların Kaçınılmazlığı
Enflasyon rakamlarının düşmesi, ne yazık ki Avusturya’daki ekonomik sorunların çözüldüğü anlamına gelmiyor. Kira, enerji ve gıda fiyatlarındaki yüksek seyir, halkın alım gücünü erozyona uğratırken, toplumsal refah seviyesi de giderek düşüyor. ÖVP-Yeşiller koalisyon hükümeti, kısa vadeli ekonomik çözümler üretmek yerine, kalıcı yapısal reformlara odaklanmalı ve toplumsal refahı artıracak politikalar geliştirmelidir. Bu yapılmadığı sürece, enflasyon rakamlarındaki iyileşme sadece yüzeysel bir rahatlama sağlayacak ve halkın ekonomik sıkıntıları devam edecektir.
Şirket iflaslarındaki artış, ekonomik yapının kırılganlığını gözler önüne sererken, halkın alım gücündeki düşüşün etkilerinin uzun vadede daha da ağırlaşacağı öngörülüyor.
Avusturya, ekonomik istikrarı sağlamada başarılı olabilmek için, sadece makroekonomik dengelere değil, halkın cebine yansıyacak uzun vadeli reformlara ihtiyaç duyuyor.
Hükümet, bu süreçte halkın yaşam koşullarını iyileştirmek için yapısal reformları hızla devreye almakta geç kaldı.
Eylül 2021‘den bu yana ucuz gıda ürünlerinde yaşanan fiyat artışlarına göz attığımızda bazı durumları daha net görebilmemiz mümkün:
- Penne makarna: +%90
- Un: +%88
- Süzülmüş domates: +%87
- Tereyağı: +%64
- Ayçiçek yağı: +%63
- Margherita pizza: +%58
- Patates kızartması: +%58
- Yumurta, Gouda peyniri, balık kroket: +%40
- Süt: +%23
- Ekmek ruloları: +%22
“Hayat pahalılığını rakamlara indirgerseniz, halkın hissettiği gerçek maliyetleri gözden kaçırırsınız. Asıl çözüm, bu maliyetlerin halkın yaşamına nasıl yansıdığında saklıdır.”
[the_ad id=”4441″]