VİYANA (HJ) – Başkent Viyana’da Türk Dünyası Sofra Mirası ve Sevgi Sofrası projesinin ikinci programında Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü eğitmenleri tarafından hazırlanan geleneksel Türk yiyecek ve içeceklerinin ikram edildiği bir akşam yemeği düzenlendi.
Viyana’nın 1. bölgesinde bulunan The Kent Restaurant’ta düzenlenen programa Türkiye’nin Viyana Büyükelçisi Gürsel Dönmez, YEE Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Aliy, Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü Müdürü Çiğdem Yıldız, Viyana Eyalet Milletvekili Aslıhan Bozatemur ile Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan‘ın yanı sıra çok sayıda ülkeden diplomat ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi katıldı.
Büyükelçi Dönmez, burada yaptığı konuşmada, Türk mutfağının, uzun bir tarihsel süreç içinde uzak ve yakın coğrafyalardan miras kalan mutfak kültürlerinin harmanlanarak olgunlaştığı çok katmanlı, çok sesli ve zengin bir kültürel mirasa sahip olduğunu söyledi.

Dönmez, Türkiye’nin bereketli coğrafyası ve iklim çeşitliliğinin sağladığı zengin flora ve faunanın Türk mutfağının oluşmasında belirleyici rol oynadığını dile getirdi.
YEE, onlarca kişiye Türkçe öğretti
YEE Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Aliy de Yunus Emre Enstitüsünün tarihçesi ve misyonuna ilişkin bilgi verdikten sonra, Viyana YEE’nin 2015’ten bu yana hizmet verdiğini, onlarca kültürel faaliyetin yanı sıra bin üç yüzün üzerinde kişiye Türkçe öğrettiğini anlattı.
Aliy, “‘Türk Dünyası Sofra Mirası ve Sevgi Sofrası projesi’, Yunus Emre Enstitüsü ile Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü işbirliğinde hayata geçirilmiştir. Bu proje, somut olmayan kültürel miras alanında etkinlikler gerçekleştirerek, hem Anadolu’nun zengin mutfak mirasını farklı coğrafyalarda tanıtmayı hem de kültürlerarası etkileşimi artırmayı hedeflemektedir.” dedi.
Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü Türk Mutfak Sanatları Atölyesi’nin dünyaya miras lezzetler bırakmayı görev edinerek ulusal ve uluslararası düzeyde Türk mutfağını tanıtmayı amaçladığını kaydeden Aliy, Türkiye’nin en önemli kültürel diplomasi kurumlarından biri olan YEE’nin de kuruluşundan bu yana yürüttüğü projeler ve faaliyetlerle yalnızca Türk dilinin ve kültürünün değil, aynı zamanda Türk mutfak kültürünün de tanıtımına öncülük ettiğini, böylelikle Türkiye ile diğer ülkeler arasında dostluk bağlarının pekiştiğini, kültürlerarası etkileşimin arttığını dile getirdi.
Aliy, sofra kültürlerinin yalnızca yemeklerin değil, insanların da buluşma noktası olduğunu, bu yönüyle hem sosyal hem de kültürel bir görev üstlendiğini aktardı.
“Türk yemek kültürünün tanıtılmasını amaçlıyoruz”
Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü Müdürü Çiğdem Yıldız da Türk Dünyası Sofra Mirası projesiyle somut olmayan kültürel miras şeklinde değerlendirilen millî yemeklerin gastrodiplomasi alanında gördüğü ilgiye işaret ederek, “Bu proje ile Türk dünyası ile ortak kültürel, tarihi birikimi artırmayı, iletişimi güçlendirmeyi ve Türk yemek kültürünün tanıtılmasını sağlamayı amaçlıyoruz.” dedi.

Yıldız, Yunus Emre’nin sevgi anlayışını temel alarak Türk dünyasının derin kültürel mirasını yeniden anmak ve yaşatmak için bir araya gelindiğini, bu buluşmayla sadece Türk kültürünü yaşatmakla kalmayacaklarını, zamanın ve mekânın ötesine geçerek geçmişle geleceği buluşturacaklarını ifade etti.
Programın sonunda misafirlere Sabancı Olgunlaşma Enstitüsünün hazırladığı Türk işi nakış içerisinde şifa lokumu hediye edildi.